Modern hayatın fiziksel aktiviteyi azaltan konforu ve masa başında geçirilen saatlerin uzaması, yemeğin fast-food (hızlı tüketilen yiyecekler) tarzına kayması ile kilo neredeyse her bireyin gündemindeki bir konu olmaya başladı.
YEME DAVRANIŞIMIZIN GELİŞİMİ
Yeme, doğumdan sonra insanın ilk edindiği davranış şekillerinden biridir. Yürümeden de önce yeme ile ilişkimiz başlar. Yeme davranışı, beynimizde ödül merkezi ve doyum merkezleri ile yürütülen bir işlevdir. Dolayısı ile bebekte yeme ve bu davranış içindeyken ne tür duyguların oluştuğu hafızada ilk kaydedilen bilgilerdir. Yeme ve deneyimlenen duygular arasında güçlü bir bağ kurulmuş olur. Yeme bozukluklarının gelişiminde yeme davranışının zihinde nasıl kaydedildiği önemli bir rol oynamaktadır.
YEME BOZUKLUKLARI NEDİR?
Yeme bozukluklarının başlangıç yaşı genelde ergenlik dönemine denk gelir. Ergenlik dönemi bireyin kimlik oluşturduğu bir dönemdir. Bu dönemde kişisel olarak kendi değerine dair kaygılar çoktur. Ergenlikte dış görünüm bireyin kendini değerli ya da değersiz hissetmesini belirler. Yeme bozuklukları, dış görünüm üstüne kaygılar ve kendini yetersiz hissetme bir arada mevcut olur. Ergenlikte bedenin şeklini, kilosunu kontrol etme amacıyla katı bir tutum gelişiyor ise yeme bozukluğundan şüphelenilmelidir.
YEME BOZUKLUKLARI ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
- Anorexia nevroza
- Bulimiya nevroza
- Binge (durdurulamayan) yeme atakları
En bilinen yeme bozukluğu tipi olan Anorexia nevroza, bireyin yeme davranışını sağlığını tehdit edecek kadar kısıtlamış olmasına rağmen kendisi için asla yeterince kısıtlı olarak algılanmamasıdır. Bu yanlış algı, hayatı tehdit eden sağlık sorunları doğurabilir. Ergende adetten kesilme, dehitratasyon ( aşırı sıvı kaybı), böbrek fonksiyonlarında bozulma, elektrolit dengesinin bozulması, kabızlık, karın ağrısı, kalp hızında bozulma ve aritmi. Çok ağır seyirli hale dönüştüğünde ciddi kilo kaybı ölüm ile sonuçlanabilir.</pEn bilinen yeme bozukluğu tipi olan Anorexia nevroza, bireyin yeme davranışını sağlığını tehdit edecek kadar kısıtlamış olmasına rağmen kendisi için asla yeterince kısıtlı olarak algılanmamasıdır. Bu yanlış algı, hayatı tehdit eden sağlık sorunları doğurabilir. Ergende adetten kesilme, dehitratasyon ( aşırı sıvı kaybı), böbrek fonksiyonlarında bozulma, elektrolit dengesinin bozulması, kabızlık, karın ağrısı, kalp hızında bozulma ve aritmi. Çok ağır seyirli hale dönüştüğünde ciddi kilo kaybı ölüm ile sonuçlanabilir.
Bulimia nevroza, yeme kısıtlamaları ardından gelen aşırı yeme atakları, ve sonrasında pişmanlık içerisinde kendini kusturma, laxatif ya da diüretik kullanımı, aşırı egzersiz yapma gibi davranışsal bozuklukların eşlik ettiği bir tablodur.
Günümüzde artık daha sık görülmeye başlayan yeme bozukluğu tipi olan Binge (durdurulamayan) yeme atakları ise ‘gece uykudan kalıp kendini tencere içinde bulma’ halinde gelen ani yeme dürtüsünü kontrol edememe durumudur.