Obsesif Kompülsif Bozukluk (Takıntı Zorlantı Hastalığı) Nedir?
OKB Belirtileri nelerdir?
Bireyin istemi dışında zihninde beliren düşünceler, dürtüler ve düşlemler obsesyon (takıntı) diye adlandırılır. Obsesyon çeşitlerine örnekler,
- El sıkışmak ile hastalık bulaşacağına dair kuşkular,
- Kapıyı kilitleyip kilitlemediğine dair şüphelenmeler,
- Ocağı açık bırakıp bırakmadığına dair kaygılar,
- Bir trafik kazasında birini yaralayıp yaralamadığına dair kuşkular,
- Eşyaların düzenli ve simetrik olmamasından hissedilen yoğun bir sıkıntı duyma hissi,
- Uygunsuz anlarda istem dışı aklına gelen küfür ya da cinsel içerikli açık saçık düşlemlerin canlanması
Obsesif düşünceler akılda belirdiğinde yoğun bir endişe ve kaygı yaratırlar. Birey bu yoğun kaygıyı ortadan kaldırmak ister. Mantıksal olarak obsesif düşüncesi ile alakası olmasa dahi bir takım törensel davranışlar yapmaya başlar. İçindeki yoğun kaygı ile bu şekilde baş etmeye çabalar. Başlarda bu basmakalıp eylemler ile kaygı azalıyor gibi olur. Fakat bu sefer de “Bu davranışları yerine getirme zorunluluğu hisseder.” ve yapmadığında yoğun bir kaygı duymaya başlar. İşte bu törensel eylemleri yerine getirme durumuna da kompülsiyon (Zorlantı) diyoruz.
Kompilsiyon çeşitlerine örnekler, el sıkışınca hastalık bulaşacağına dair takıntısı ile elini on defa yıkama, kaç kere yıkadığını unutunca baştan başlama, ocağı açıp kapatarak tekrar tekrar kontrol etme, kapıyı tekrar açıp kitleme, bir türlü emin olamama, dua etme, sayı sayma gibi.
Tüm bu takıntıları ve zorlantıları bireyin kendisi de mantıksız bulur. Rahatsız olur. Fakat bir türlü engel olamaz. Durmadan yineleyen, zamanını çalan takıntı ve zorlantılardan oluşan kısır bir döngüye girer. OKB bireyin yaşamını kaplar.
Kaygı Bozukluklarında Tıbbi Tedavi
Tıbbi tedavinin ilk hedefi akut atağı yatıştırmaktır. İkinci hedefimiz iyilik halini oluşturmaktır. Bedene yansıyan fiziksel bulgular birkaç ay içinde seyrelerek kaybolur. Düşünsel düzleme ait kaygı, korku ve endişelerin tedavisi bedendeki bulgulara göre biraz daha fazla zamana ihtiyaç duyar.
Kaygı bozukluklarının tedavisi uzun solukludur. Bu yüzden tedavi kıymetlidir. Oluşan bu iyilik halini korumak gerekmektedir. Ayrıca bireylerin isteği hastalanmadan önceki sağlıklı yaşamına dönmektir. Fakat kaygı bozukluklarında nüks ( hastalığın iyileşmeye başladığı sıralarda yeniden başlaması) ve düşük şiddette de olsa ara ara ortaya çıkan bulgular ile süreklilik kazanması sıkça görülür. Bu durumlar oluştuğunda sadece tıbbi tedavi yeterli gelmemektedir. Tam da bu noktada, birey ile monodrama ve grup ile psikodrama teknikli terapileri tedavinin bir parçası olarak dahil etmek tedaviyi güçlendirir.
Amacımız, her bir bireyin içindeki sağlıklı parçayı desteklemek ve geliştirmektir. Bu sebepten dolayı olumlu ile çalışan psikodrama grupları kişinin hastalanmadan önceki sağlığına kavuşması için güzel bir araçtır.
Psikodrama sayafasına gitmek için buraya tıklayınız